Yazar: İrem Sude Akış

BEYİN VE ALZHEİMER

Bizi biz yapan düşüncelerimiz, düşlerimizdir ve anılarımızdır. Düşüncelerimizin, düşlerimizin ve anılarımızın tümü ilginç ve olağanüstü nöral ağlardan oluşan beynimizde gerçekleşir.

İnsan ve hayvan beyni birbirlerinden çok değişik biçimlerde oluşmuştur. İnsanlar görünüşte, hayvanlarla karşılaştırınca, daha aciz doğar. Yürüme yeteneğini elde edene dek ortalama 1 yıl, konuşana dek ise ortalama 1,5 yıl geçer ancak hayvanlarda öyle midir? Yunus yavruları daha doğar doğmaz yüzmeye, zebra yavruları doğumdan birkaç saat sonra ayakta durmaya ve hatta yürümeye başlar. Böyle düşünüldüğünde hayvanlar daha üstün geliyor değil mi? Gerçekte işler hiç de öyle değil. Hayvan beyninin izlencesi önceden yapılmıştır ve bu yüzden doğumdan kısa bir süre sonra bağımsızlığını kazanır. Ancak bu bağımsızlık gerçekte onları bulundukları ortama bağımlı kılar. Beyinleri önceden programlanmış olduğu için yeni bölgelere uyum sağlama yetenekleri yoktur. Bu yüzden her hayvan türü her yerde yaşayamaz. Ancak insan öyle değildir. Bugün Antalya’da güneşlenen bir insan ertesi gün Rusya’da kayak yapabilir. İnsan beyni, her şey devrelerine kazınmış biçimde yani önceden izlencesi yapılmış olarak ortaya çıkmaz.  Onun yerine, kendisine yaşamsal deneyimlerin ayrıntılarıyla sürekli olarak yeniden biçimlenme olanağı tanır.

İnsan beyni yaşadığımız çevreden ve deneyimlerimizden etkilenir ve ona göre biçimlenir. İnsan beyninin benimsediği doğaçlama yöntemine bağlı olarak, kim olduğumuz büyük ölçüde nerelerden geçtiğimiz ile bağlantılıdır.

İnsan çocukluktan yetişkinliğe doğru yaş aldıkça sinapsların ortalama yüzde 50’si yavaş yavaş budanıp ortadan kalkacaktır. Yani kullanmadığımız bağlantılarımızı ve anılarımızı yitiririz. Ancak gerçekte anılarımızın yitirilme nedeni geçen süre değil yeni anıların eklenmesidir. Yaşadığımız deneyimler de beynimizi değiştirir. Beynimizdeki değişiklikler neler yaşadığımız ve nasıl biri olduğumuzu yansıtır. Peki ya beyin, bir hastalık ya da bozulma sonucunda değişikliğe uğrarsa, bu durum kimliğimizi ve davranışlarımızı etkiler mi?

BEYNİMİZİ ZAMANLA YOK EDEN HASTALIK “ALZHEİMER”

Gerçekte sizi siz yapan beyninizde gelişenden çok, yok edilen şeylerdir.  Beynimizdeki anıların, olayların zamanla yok olması da gerçekte bizim ve yaşadıklarımızın kendi içimizdeki tarih sahnesinden yavaş yavaş yitirilmesidir. Tıpkı ülkelerin savaşarak düşmanını ve onun izlerini tümüyle yok etmesi gibi, bizi kendi tarih sahnemizden silen savaş da “Alzheimer”dır.

Alzheimer Hastalığı bunamanın en sık nedeni olup geri dönüşü olmayan ilerleyici bir hastalıktır. Zaman içinde hastaların bellek sığalarında azalmalar olur ve mantıklı düşünme, öğrenme ve iletişim kurabilme yetenekleri bozulur. Kişilik değişiklikleri ve diğer psikolojik sorunlar bunlara eşlik edebilir. Hastalık beynin temel yapıtaşı olan ve nöron adı verilen beyin hücrelerini, özellikle bellekle ilgili ana alanları daha çok etkileyerek belirtilerin oluşmasına neden olur [1].

 

Alzheimer hastalığı beynin bellekle ilgili yapılarından belki de en önemlisi olan hipokampustan başlayarak beyin kabuğunda ön, şakak ve yan loblara da yayılarak konuşma ve anlamayı da içiren dilsel yetenekleri, plan yapma, sorgulama ve işleri sıraya koyma gibi işlevleri bozar. Bunların yanında zaman ve yer bilgisinde de bozulmalara neden olarak gerek ev içinde gerekse ev dışındaki çevrede yönelim yitirilmesine neden olur. Beyinde duygularımızla ilgili olan alanların bozulmasıyla da duygu durumunda değişiklikler, çöküntüye eğilim, sıkıntı durumu, durgunluk, isteksizlik, içe kapanma ve bazen sıkıntıdan yerinde duramama gibi durumlar görülebilir. Daha ileri aşamalarda ise sanrı ve suçlamalar gibi davranışsal belirtiler de ortaya çıkabilir.

Alzheimer Hastalığının En Sık Görülen Belirtileri

Bu belirtiler zihinsel ve ruhsal olmak üzere 2’ye ayrılır

Zihinsel

  • Unutkanlık
  • Öğrenme Güçlüğü
  • Konuşma Bozukluğu
  • Uyum Bozukluğu (Yön)
  • Kişileri Tanıyamama
  • Karar Verme Güçlüğü
  • Çöküntü

Ruhsal

  • Tedirginlik
  • İlgisizlik
  • Saldırganlık
  • Uyku Bozukluğu
  • Amaçsız Dolaşma
  • Gerçek Dışı Düşler

Alzheimer Hastalığına Nasıl Tanı Konur

  • Alzheimer hastalığının tanısına yönelik kesin olarak bilgi verebilen ayırıcı bir tanı testi bulunmaz.
  • Ölçülebilir testler aracılığıyla uygun nöropsikolojik değerlendirme
  • Bilgisayarlı Tomografi (BT) ya da Manyetik Rezonans (MR)
  • Klinik muayene
  • Laboratuvar incelemeleri
  • Özellikle hasta yakınlarının vereceği anamnez

Hastalığın kesin bir çözümü bulunmamaktadır. Alzheimer hastalığında kullanılan ilaçlar hastalık seyrinde izlenen bulgular üzerinde kısmi olumlu etkileri olan ilaçlardır. Bu ilaçlar süreci yavaşlatmak için geliştirilmiştir.

Yaşlanma sürecini durduramasak da, bilişsel aygıt kutumuzdaki (beyin) bütün becerilerimizi uygulamaya koyarak, bu süreci ve getirdiği etkileri yavaşlatabiliriz. Kullanılmayan şeyin körelmesi kaçınılmazdır. Bu yüzden beynimizi ve bedenimiz etkin tutmaya çalışmalı ve böylece benliğimize karşı yapılan savaş olan Alzheimer’ı olabildiğince önleyebilmeliyiz.

Unutmayın sizi siz yapan “Beyninizde gelişenden çok, yok edilen şeylerdir.”

 

Kaynakça:

1-https://www.alzheimerdernegi.org.tr/alzheimer-hastaliginda-hafif-orta-evre-belirtileri-ve-gunluk-yasama-yansimalari/