Yazan: Ebrar Beceren/ Abdullah Gül Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik İkinci Sınıf Öğrencisi

AY ETKİSİ DİYE BİR ŞEY GERÇEKTEN VAR MI VE GEZEGENLER İNSAN VÜCUDUNU NASIL ETKİLER?

 

Gezegenlerin insan vücuduna etkisi deyince aklınıza ilk burçlar geliyor değil mi? Aslında bu konu burçlardan biraz daha derin.

Her gezegenin insan vücudunda belirli yerleri temsil ettiği kabul edilir ve bu gezegenlerin haritadaki sert etkilerinin organlarda rahatsızlığa yol açtığı savunulmaktadır. Merkür’ün sinir sistemi, hareket organları, akciğerler, solunum organları, omuz ve köprücük kemiğimiz üzerinde; Venüs’ün böbrekler, boğaz ve üst solunum yolları, vücut güzelliği üzerinde; Güneşin kalp, kan dolaşımı, vücut ısısı, sırt bölgesi, omurilik ve safra kesesi üzerinde etkileri; Marsın baş bölgesi, beyin, gözler, öd kesesi, kesikler, ameliyatlar, kanamalar ve yaralar üzerinde; Jüpiter’in karaciğer, kan, damarlar ve hormonlar üzerinde; Satürn’ün yaşlılık, deri, kemik, dişler, dalak, kemiklerin ihtiyacı olan kalsiyum ve uzun süren, ağır hastalıklar üzerinde; Uranüs’ün bacaklar, ruhsal ve zihinsel rahatsızlıklar, hamilelikte görülen düşük olayları, kazalar, kırıklar, tehlikeler ve ani olaylar üzerinde etkileri; Neptün’ün salgı bezleri, vücut sıvıları, düşünce ve hayal fonksiyonları üzerinde; Plüton’un damar fonksiyonları ve cinsel organlar üzerinde ve son olarak Ayın ise mide, rahim, lenf bezleri, memeler, sindirim sistemi, vücut sıvıları ve bazı psikolojik bozukluklar üzerinde etkileri olduğu söylenmektedir.

Ay’ın yerçekimi kuvvetinin okyanus gelgitlerini etkilediği halihazırda bilinmektedir ve ortalama bir yetişkin insan vücudunun da yaklaşık %60’ı sudan oluştuğu için, o zaman doğal olarak bu etki bizi de bir şekilde etkilemektedir.

Thomas Wehr tarafından rapid-cycling bipolar bozukluğu olan 17 hasta üzerinde yapılan bir araştırmada ay döngüsünün insan davranışları üzerindeki etkisi gözlemlenmiştir. Wehr tarafından yapılan bu araştırmanın bulgularında hastalardaki önemli ruh hali değişimlerinin, Ay’ın hem dolunay zamanında hem de yörüngesinin dünyaya en yakın olduğu 206 günde bir meydana gelen “Süper Aylar” dönemiyle çakışma eğiliminde olduğu yer almaktadır.

Thomas Wehr yaptığı bu araştırmanın Ayın dolunay ve süper ay dönemlerinde bipolar bozukluğa sahip hastaların hastalıklarında nüksetme olmasından yola çıkarak Ay’ın insanlar üzerinde etkisinin olduğunu savunmaktadır.

1978-1982 yılları arasında farklı şehirlerde bulunan üç polis karakoluna bildirilen suç insidansı (belirli bir nüfusta belirli bir zaman dilimi içerisinde belirli bir hastalığın yeni olgularının sayısını ifade eden kelime), ay döngüsünün gününe göre değişip değişmediğini görmek üzere inceleme altına alınmıştır. Dolunay günlerinde işlenen suçların insidansı, diğer tüm günlere ve yeni ay günlerine oranla çok daha yüksek olarak gözlemlenmiştir. Ekinoks ve gündönümü günlerinde ise suç insidansı diğer günlerdekilerden önemli ölçüde farklı olmadığı kaydedilmiştir; bu da güneşin muhtemelen suç insidansını etkilemediğini göstermektedir. Dolunay günlerinde artan suç insidansı, ayın yerçekiminden kaynaklanan “insan gelgit dalgaları” nedeniyle olabileceği düşünülmektedir.

Ayın evrelerinin özellikle dolunayın insanları psikolojik ve fiziksel olarak etkilemediğini savunan birçok araştırma varken tam aksini iddia eden çok az araştırma bulunmaktadır. Buna rağmen insanoğlu yıllardır ay ışığının insanı fizyolojik, biyolojik ve psikolojik olarak etkilediğine inanmak istiyor ve ısrarla bunu savunuyor. Bunu savunanlardan bilim dünyasında adından sıkça söz ettiren bilim adamları mı dersiniz, dolunay zamanlarında devriyeleri artıran polis müfettişleri mi dersiniz, ne ararsanız var…  Ay’ın, insan davranışını etkilediğini savunanlar denilince akla şu üç isim gelmektedir: Miami Üniversitesi Psikiyatri Bölümü’nden Prof. Arnold Lieber, Polonya Bilim Akademisi Deneysel Tedavi Bölümü’nden Prof. Dr. Michal Zimecki ve Hindistan’ın Patna Tıp Fakültesi’nden Prof. C.P. Thakur. Lieber ve Thakur, “Lunar Effect” olarak da biline bu ay etkisinin nedeni üzerinde kafa yormuş ve Ay’ın tıpkı okyanuslar gibi, vücut sıvılarını da çektiği ve beyinde oluşan gel-git dalgalarının, davranışları değiştirdiğini öne sürmüştür.

Bu yapılan araştırmalardan esinlenen İngiliz Polis Müfettişi Andy Parr, sorumlu olduğu bölgede, 2006 yılında işlenen suçları Ay’ın evrelerine göre sınıflandırdığında adam öldürme ile yaralamaların, Dolunay dönemlerinde arttığı sonucuna ulaştığında güvenlik önlemlerini sıkılaştırmış ve İngiltere’de sorumlu olduğu bölgelerde Dolunay gecelerinde, diğer günlerden daha fazla devriye görevlendirmiştir. Sadece Andy Parr de değil onun bu kararını gazetelerden okuyan Yeni Zelanda’nın şaraplarıyla ünlü Hawke’s Bay bölgesinin polis müdürü de, gazetecilere Dolunay’da aile içi şiddete, intihar girişimlerine daha fazla rastladıklarını anlatmıştır.

Bana soracak olursanız bende bu furyaya inananlardanım. Peki ya siz?

KAYNAKLAR VE DAHA FAZLASI İÇİN:

  • Wehr, T. A. (2018). Bipolar mood cycles and lunar tidal cycles. Molecular psychiatry23(4), 923-931.
  • https://www.jpost.com/science/article-689520
  • Thakur, C. P., & Sharma, D. (1984). Full moon and crime. Br Med J (Clin Res Ed)289(6460), 1789-1791.
  • https://www.labmedya.com/kabahat-dolunayda